Gök cisimleri, esas olarak, taş ve demir, gezegenler arası uzay toprak yüzeyine düşen göktaşları ve küçük parçaları olarak bilinmektedir. Gökbilimciler için göktaşları gerçek bir hazine olarak görülür. Pek çok profesyonel kozmik organlarının çarpışma sırasında oluşan şarapnel asteroitleri göktaşı olarak inandıklarını belirtmektedirler.
19. yüzyıla kadar bazı bilim adamları böyle kozmik organları aracılığıyla atmosfer penetrasyonunun göktaşlarını ret edecek kadar ileri gitmiş ve dünya dışı kökenini reddetmişlerdir. Ancak, kayseri anal escort daha fazla araştırmalar sırasında göktaşlarının gezegenler arasında uzaydan baktıklarında Dünya’ya âşık olmuşlardır.
Düşen meteorlar bulutsuz bir günde gece gökyüzünde çıplak gözle görülebilmektedir. Genellikle kayan yıldız olarak adlandırılan bu olgu göz kamaştırıcıdır. Zaman zaman tüm meteorlar yağmur gibi yüzlerce veya binlerce göktaşları gökyüzünü sınırlı bir sektöründe yönetmektedir. En büyük bulunan göktaşı dünya üzerinde 100 ton ağırlığında Batı Afrika çöl Aidalarındadır.
Çok büyüklükteki göktaşları yeryüzümüze düştüğü zaman, krater meydana getirebilmektedir. Ancak kraterlerin oluşumu göktaşlarının yoğunluğuna göre, hızına göre ve çarptığı malzemenin özelliklerine göre bağlı olduğu için her zaman krater yapısını oluşmaz.
Son dönemlerde göktaşları hakkında yapılan en göz çarpıcı ve yenilikle çalışma, 2007-2008 yıllarında Japonya’da gerçekleşmiştir. Amatör ruhlu göktaşı avcılarının sonuçları, akademisyen meteorular tarafından da olumlu karşılanmıştır. Bu proje ile Japonya’dan görülebilen bütün meteor yağmurlarının şiddet oranları ve gelişlerinin yönleri duyarlı olarak ve beraber ortaya çıkarılmıştır. Bu sistematik çalışmayla, kayseri escort bilinen yağmurları teyit etmenin yanı sıra, bilinmeyen ve yenilikçi göktaşı yağmurları dönemleri ile kaynaklarının varlığını da kanıtlamış olmaktadır. Çalışmalar için, Japonya’nın kuzey bölgesinde güney bölgesine 25 değişik noktada konumlandırılmış 100 adet otomatik kamera iler ‘otomatik göktaşı kayıt ağı ‘oluşturulmuştur. Bu ağ, 2 yıldan fazla süre ile çalışılmış ve bu sırada çıplak göz ile gönüllenebilecek kadar parlak 240.000 göktaşını kaydetmiştir.